Tag Archives: ibretliHikaye

İbretli Hikaye – Kuyu

İslâmiyet doğduktan sonra kısa zamanda yayılmaya ve kendine taraftar toplamaya başlamıştı. Bu durum Ebu Cehil ve Ebu Leheb gibi inkarcıların hoşuna gitmiyordu. Bu gibiler kendi çıkar sistemlerinin bozulmaması için her hileyi yapabilecek türden insanlardı.

İslâmiyet içki, fuhuş ve faizi yasaklıyor, insanlar arasında eşitliği getiriyor, zayıf ve yoksullara yardım etmeyi emrediyordu. Halbuki Ebu Cehil gibi insanlar konumları ve servetleri nedeniyle kendilerini diğerlerinden üstün görüyor, İslamiyetin yasakladığı şeylerden zevk alıyorlardı. İslamiyet daha fazla yayılmadan durdurmayı hedefleyen Ebu Cehil Sevgili Peygamberimizi (sallallahü aleyhi ve sellem) öldürmeyi kafasına koymuştu. Bir gün şöyle bir tuzak kurdu. Sevgili Peygamberimize (sallallahü aleyhi ve sellem) haber gönderdi. “Çok hastayım Hz. Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem) benim yanıma bir gelsin” Evinin etrafına kuyular kazdırıp üzerlerini kapattı. Böylece Sevgili Peygamberimizi (sallallahü aleyhi ve sellem) kuyuyu fark etmeyip içine düşecekti. Kuyular oldukça derindi. İçine düşen tek başına çıkamazdı. Böylece Efendimiz, içine düşünce ölmese bile “Gaipten haber veriyor ama önündeki kuyuyu bile göremiyor” denilerek alay edilecek, Onun peygamber değil sıradan birisi olduğu intibası verilecekti. Fakat kuyuların varlığı Sevgili Peygamberimize (sallallahü aleyhi ve sellem) Cebrail aleyhisselam tarafından haber verildi.

Sevgili Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) kuyuların yanına kadar gelip, tekrar geri döndü. Planı işe yaramayan Ebu Cehil, telaşla evden çıkıp Sevgili Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) ne tarafa gitti diye bakmak isterken kuyulardan birisine düştü. Adamları onu kuyudan çıkarmak istediler ama kuyu çok derin olduğu için uzatılan ipler bile kafi gelmiyordu. Ümidi gittikçe tükenen Ebu Cehil adamlarına Sevgili Peygamberimizi (sallallahü aleyhi ve sellem) çağırmalarını emretti. “Beni buradan ancak O kurtarır” dedi.

Sevgili Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) “Seni kuyudan çıkarırsam iman eder misin?” diye sordu. Ebu Cehil bunu tereddütsüz kabul etti. Çünkü canının derdindeydi. Sevgili Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) kuyuya doğru mübarek elini uzattı. Uzun iplerin bile yetişmediği kuyuya peygamberimizin eli yetişmiş Ebu Cehil’i oradan kurtarmıştı. Kuyudan kurtulan Ebu Cehil “Ya Muhammed! Sen hakikaten iyi bir sihirbazsın” dedi. Bu Allahü teala tarafından sevgili peygamberimize (sallallahü aleyhi ve sellem) bahşedilen apaçık bir mucizeydi. Fakat kâfirlerin gönül gözü kapalı olduğundan Ebu Cehil bunu sihir olarak tanımlamıştı.

Ebu Cehil söz verdiği halde iman etmedi.

HİSSE

“Müminlere kuyu kazmaya çalışanlar, kazdıkları kuyuya düşerler, er veya geç düşerler.”

#İbretliHikaye#Kuyu, #EbuCehil, #HzMuhammedSav, #TürkiyeÇocukDergisi

ibretli Hikaye – Vermeyince Mabut

Sultan Mahmut Han, tebdili kıyafet yaparak bir kahveye girer.

Yaşlı çaycıya herkesin tıkandı baba diye hitap ettiğini görüp, bu lakabın nereden geldiğini sorar.

Çaycı anlatır:

Bir gece rüyamda çeşmemin daha iyi akması için çomak sokup açmaya çalıştım.

Çomak kırıldı, suyun akması iyice azaldı, uğraşırken temelli tıkandı, su hiç akmaz oldu.

Bunu komşulara anlatınca, adım tıkandı babaya çıktı.

Sultan Mahmut han, vezire, “Bir ay, her gün bu adama bir tepsi baklava getirin.

Her dilimin altına bir altın koyun” diye talimat verir. Ertesi gün baklava gelir.

Çaycı, “Baklavayı satayım da üç beş kuruş alayım” der.

Bir Yahudi baklavayı rayiç fiyattan daha aşağı alır.

Baklavayı yerken altınları görür. Yahudi bir şeyler anlamaya çalışır.

Ertesi günü çaycıyı görüp, “Sana baklava getiren olursa ben yine daha yüksek fiyattan alırım” der. Yahudi her gün fiyatı artırarak almaya devam eder.

Çaycı da, iyi para kazanıyorum diyerek baklavaya hiç dokunmadan satar.

Bir ay sonra, baklava getirme işi biter.

Sultan, çaycı epey zenginlemiş diye düşünür. Padişah kıyafetiyle, çaycının yanına gelir.

Çaycıda bir değişiklik olmadığını anlayınca, “Baklavaları ne yaptın?” diye sorar.

O da, hiç birini yemeden sattığını söyler.

Hazineden bir miktar altın vermek üzere, çaycıyı saraya davet eder.

Sonra, “Şu küreği al, altınlara daldır, kürekte ne kadar altın kalırsa hepsi senin olsun” der.

Çaycı heyecanlanır, daha çok altın almak için küreği daldırır. Aksine ters daldırdığı için küreğin üstünde bir altın kalır.

Sultan; “Demek nasibin bu kadarmış” der.

Daha başka imtihanlara tabi tutarlar. Hiç birinden netice alınmayınca, Sultan der ki:

Vermeyince Mabut, neylesin Sultan Mahmut!

#ibretliHikaye, #Mabut, #SultanMahmut, #hikaye, #TürkiyeÇocuk, #TürkiyeÇocukDergisi