Tag Archives: ramazan

Darhane Çorbası

Devrin sultanı, Ramazan ayında, bir gün tebdil-i kıyafetle şehri dolaşmaya çıkar. Yanında başveziri vardır. Sultan; Paşa, akşam ezanı kimin kapısının önünde okunursa o evde iftar edelim, der. İftar vakti yaklaşmıştır. Ara sokaklara girerler. Her evin kapısının önünde bir kişi beklemektedir. Bir misafir bulup evlerine iftar için çağıracaklar. Başkalarına iftar ettirmenin zevkine tadacaklar ve sevabını alacaklar. Sultan ve veziri kendilerini tanıtmadan, herkese selam vererek giderler. İftar topu atılıp akşam ezanı okunmaya başladığında, fakir ama gönlü zengin bir Müslümanın evinin önündedirler. Zaten ev sahibi de iftara birilerini çağırabilmek için orada beklemektedir. Sofra hazırlanmış. Sıcacık taze ekmek, tuz ve mis gibi tüten bir çorba vardır. Tuzla iftarlarını açarlar, ekmek ve çorba ile karınlarını doyururlar. Çorba, sultanın çok hoşuna gitmiştir. Ev sahibine; “Bu çorba çok hoşuma gitti. Ne çorbasıdır bu?” diye sorar. Çok zeki ve firasetli olan ev sahibi, misafirinin Padişa olduğunu hemen anlamıştır; “Dar hane (fakir hane) çorbasıdır, sultanım” diye cevap verir. Bu zekice cevap padişahın hoşuna gider ve o fakiri ertesi gün, ikram ettiği çorbanın tası ile saraya davet eder. Adamcağız gelince, padişah emir verir ve doğruca Darbhane’ye gönderir. Orada tası ağzına kadar altınla doldururlar. Tekrar padişahın huzuruna getirdiklerinde, padişah adamın halini sorunca der ki: “Sultanım, darhanemize (fakirhanemize) teşrif buyurdunuz ve darhane çorbamızdan içtiniz. Bu çorba şimdi “Darhane” değil “Darbhane” çorbası oldu” der.

Darhane, Anadolu insanının dilinde “tarhana” olarak yerini alır.
Bazı yerlerde ise daha da kısaltılarak “tarana” olarak kullanılır.

#derhane, #ramazan, #pasa

11 Ayın Sultanı “RAMAZAN-I ŞERİF HOŞGELDİN, BİZLERE SURÛR VERDİN”

ramazanBİR HADİS-İ ŞERİF

“Her şeyin bir kapısı vardır. İbadetlerin kapısıysa oruçtu.

BİR SORU- BİR CEVAP

SORU: Bazıları aç ve susuz durmanın ne faydası olur ki diyorlar. Oruç tutmaktan maksat nedir?

CEVAP: Oruç, yalnız aç ve susuz kalmak değildir. Bir hayvanı veya inanmayan bir kimseyi bir odaya hapsedip aç, susuz bırakmakla oruç tutturulmuş olmaz. Orucun, sabır, şükür, nefs terbiyesi gibi diğer ibadetlerle irtibatı vardır.

SABIR: Sinir sistemimizin vücuttaki yeri çok mühimdir. Siniri bozuk kimse, huzursuz olur, sabredemez. Cemiyetteki kavgaların, cinayetlerin çoğu sinirli olmaktan, sabredememekten ileri gelmektedir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: ∑ Oruç sabrın, sabır da imanın yarısıdır.”

ANLAYIŞ: Her şeyin bir zekatı vardır. Vücudun zekatıysa açlıktır. Oruç tutarak aç kalanın arzuları kırıldığı için sabretmesi kolay olur. Oruç tutan aç durur. Aç durmak iyidir: Aç duranın basireti açılır. Anlayış kabiliyeti artar. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

∑ “Aç duranın idraki artar, zekası açılır.”

∑ Tefekkür, ibadetin yarısı, az yemekse tamamıdır.”

İNCELİK: Çok yiyen çok su içer. Çok su içen çok uyur. Çok uyuyanın ömrü uyku ile geçtiği için dünya ve ahiret kazancına mani olur. Demek ki açlık, sinirleri uyanık, zinde tutar. Fazla tokluk ahmaklığa yol açar. Çok yiyen sarhoş gibi olur, dimağı yorgunlaşır. Okuduğunu ezberlemesi ve hatırında tutması zor olur. Açlık, kalbide incelik doğurur. Hadis- şerifte buyruldu ki:

∑ “Az yiyenin içi nurla dolar ve Allahü teâlâ, az yiyip içen ve bedeni haff olan mümini sever.”

TERBİYE: Açlıkta arzular kırılır, nefsimiz uysallaşır, serkeşliği kalkar. Çok yemek, gafeti doğurur. Azgın bir atı zaptetmek zor olduğu gibi, çok yedirmekle azan nefsi zaptetmek de zordur. Açlıkla terbiyesi kolaylaşır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

∑ “İnsan kalbi tarladaki ekin, yemek ise yağmur gibidir. Fazla su ekini kuruttuğu gibi, fazla gıda da kalbi öldürür.”

MERHAMET: Her zaman tok olan şefkatsiz ve merhametsiz olur. Tok, açın hâlini bilmez. Çok yiyen sert ve katı kalbli olur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

∑ “Çok yiyip içmekle kalbinizi öldürmeyin!”

ŞEFKAT: Çok yiyende acıma hissi azalır. Arzuları artar, harama dalar. Gayrimeşru arzuları harekete geçiren yolları tıkamak gerekir. Açlık şeytanın yolunu tıkar. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

∑ “Şeytan, damardaki kan gibi, vücutta dolaşır, açlıkla yolunu daraltın.”

RAMAZAN-I ŞERİF AYI’NDA:

– Her gece, Cehenneme girmesi gereken, binlerce Müslüman affolur, azat olur.

– Cennet kapıları açılır. Cehennem kapıları kapanır.

– Şeytanlar, zincirlere bağlanır.

– Rahmet kapıları açılır

Devamı derginiz Türkiye Çocuk’ta, abone olmak için tıklayın.