Bilim

Dünyayı Müslüman Bilim Adamları Aydınlattı

bilim

İslamiyet çalışmayı emrediyor. Sevgili Peygamberimiz “Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya, yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalışınız” buyuruyor. Bizden önceki Müslümanlar çok çalışmış ve bilimde önemli başarılar elde etmişlerdir. İşte bazı müslüman bilim adamları.

FİZİK

¬ Hazini (7. yüzyıl) yerçekimi ve terazilerle ilgili izahlarda bulunan bilgin.

¬ Fergani (9. yüzyıl) ekliptik meyli ilk tesbit eden bilgindir.

¬ Farabi (870-950) ses olayını ilk kez fiziki yönden açıklamıştır.

¬ İbni Heysem (965 – 1051) islam dünyasının en büyük fizikçisidir.

¬ Ömer Hayyam (? – 1123) cebirdeki binom veya newton formülünü bulan bilgin.

¬ Fizik sahasının diğer ünlü isimleri: Kindi (803 – 872), İbni Sina (980 – 1037), Şihabettin Karafi (? – 1285), Kemaleddin Farisi (? – 1320).

HAT SANATI

¬ Yakut-ı Mustasımi (13. yüzyıl) Anadolu’da 13. yüzyılın ortalarından başlayıp, 15. yüzyılın ortalarına kadar hat sanatına tesir etmiştir.

¬ Şeyh Hamdullah (1429-1520) Yakut-ı Mustasımi’nin koyduğu kurallarda bazı değişiklikler yaparak Arap yazısına daha sıcak, daha yumuşak bir görünüm kazandırdı.

¬ Hafız Osman (1642-98) Arap yazısına estetik bakımdan en olgun biçimini kazandırdı. Bu tarihten sonra yetişen hattatların hepsi Hafız Osman’ı izlemişlerdir.

HARİTACILIK

¬ Kaşgarlı Mahmut (11. yüzyıl) Japonya’yı gösteren, bilinen en eski dünya haritasının sahibidir.

¬ İdrisi (1100 – 1166) yedi asır önce bugünkine çok benzeyen dünya haritası çizmiştir.

¬ Mürsiyeli İbrahim (15. yüzyıl) Piri Reis’ten 52 sene önce bugünkine uygun bir Akdeniz haritası çizmiştir.

¬ Piri Reis (16. yüzyıl) dünya haritalarıyla tanınmıştır. Rus tarihçi Sergey Manukov, Piri Reis’in 1513’te çizdiği haritasının benzerini hazırlamanın ancak dünyanın uydudan çekilmiş fotoğraflarıyla mümkün olduğunu bildiriyor

Devamı derginiz Türkiye Çocuk’ta, abone olmak için tıklayın.

Ayağını Denk Al!

ayak
Onu bir ayakkabı numarası ile eşleştirmeden daha başka ne kadar tanıyoruz?

Evet evet ayaklarımızdanbahsediyorum. Ayaklarımızı süslü püslü ayakkabılarla süslemekten öte ne kadar tanıyoruz?

Farkındalık!

Ayaklarımız… Fark etmesek bile günde ortalama 150 bin adım atıyoruz! Düşünsenize ayakta neredeyse sabit delilenecek işlerde bile bir ileri bir geri adım atmaktayız. Boşuna akılsız başın cezasını ayaklar çeker dememişler. Her hatayı düzeltmek için oraya git buraya git zavallı ayaklar :/ Hal böyle olunca ömür boyunca ortalama 100.000 kilometre yürürüz Bu da dünya etrafında 2,5 tur anlamına geldiğini biliyor muydunuz?

Ne Eksik Ne Fazla…
Ayak, bu yapısıyla dik duran bir canlı için en idealdir. Değişik düzlemlere kolaylıkla uyum sağlama, ayağın bu yapısına bağlıdır. Ayak parmaklarının durumu ise gövdenin öne doğru hareketini destekler. Ayak parmaklarını kaybeden insanlar, ayakta dururken bilhassa yürürken büyük zorluk çekerler.

Neler var Neler…
Normal yürüyen bir kişi ayakları ile sadece beden ağırlını taşırken koşan bir kişi bunun üzerine bir de yaylanmayı taşır. Peki ya bir maraton koşucusunu gibi daha hızlı koşarsa? Ya da paten kayan birisi dönüş birisini, incecik ip üstünde yürüyen insanları düşünün… İnsan ayakları ile aslında ne çok iş yapabiliyormuş. Bunlar nasıl oluyor?

Devamı derginiz Türkiye Çocuk’ta, abone olmak için tıklayın.

Dünyanın kandili Güneş ne kadar sıcak?

gunes
Güneş’in yüzey sıcaklığı yaklaşık 6000 santigrat, iç sıcaklığı ise 20 milyon santigrattır.Uzayda Güneş›in onda biri büyüklüğünde yıldızlara rastlanabildiği gibi Güneş›ten yüz kat daha büyük yıldızlar da vardır. Güneş’ten daha sönük olan yıldızların yüzey sıcaklığı 3000 santigrat iken Güneş’e benzeyenlerinki 6000 santigrat, daha büyük olanlarınki ise 30000 santigrat veya daha da yüksektir. Sıcaklığı çok yüksek olan yıldızların kütleleri de çok büyüktür.

Büyütecimin Marifeti

Öhöm öhöm… Çarpma sonrası oluşan morluklara “hematom” denir. Hematom dediğimiz şey aslında, derinin altında bulunan kılcal damarların çarpma sonucunda kopmasıyla meydana gelen kan birikintisidir. Çarpma sonucunda da yani hematom sonucu darbe alan bölge şişer, kızarır ve ağrır 🙁 Bir de deri altındaki kanama devam ettikçe bu bölgedeki şişlik inmediği gibi artabilir de… Ama öyle korkulacak bir durum yok. 5-10 dk sonra kanama biter ve şişme durur. Bir iki hafta sonra çarpma sonucunda oluşan hematom, yani biriken kan, vücut tarafından emilmeye başlanır. Bu esnada bizim gördüğümüz sarı- yeşil bir renk alır, şişlik inmeye başlar. Kan tamamen emilince darbe gören bölge eski haline ve rengine geri döner

Kasırga nasıl meydana gelir?

Kasırgalar, soğuk hava akımının sıcak okyanuslar üzerine gelmesiyle meydana gelir. Soğuk hava, okyanustan ısı alıp yükselir ve ardında düşük hava basıncı olan bir bölge meydana getirir. Sonra bu düşük hava basınçlı bölgeye etraftaki daha yüksek basınçlı hava akın etmeye başlar. Hava akımı, alçak basınçtaki bölgeyi ıskalayıp yanına doğru akın eder ve sonra da alçak basınçlı bu bölgenin etrafında dönmeye başlar. İşte bu bir kasırgadır.

Yağmur nasıl kara dönüşür?

Bildiğimiz gibi yeryüzünden gökyüzüne yükselen su buharının yoğunlaşmasıyla bulutlar meydana gelir. Bulutları meydana getiren bu su taneleri, çok soğuk hava ile karşılaşırsa ince buz parçaları hâline gelir. Sonra da birleşerek yere düşerler. Yani bulutlardaki su tanecikleri, aşırı soğuğun etkisiyle yağmur olamadan kara dönüşmüş olur.

Sis lambaları neden genellikle sarı olur?

Bir sis lambası, hem sisi delip geçebilecek hem de sürücünün önünü aydınlatabilecek özellikte olmalıdır. Sis parçacıkları tarafından en az saçılıma uğratılan yani sisi en rahat geçebilen ışık, kırmızı ışıktır. Ancak kırmızı ışık aydınlatma bakımından zayıftır. Oysaki sürücünün hem yolu hem de önündeki uyarı ışıklarını görebilmesi gerekir. İnsan gözünün en duyarlı olduğu ışık ise sarı ışıktır. Üstelik sisi delme konusunda sarı ışık da kırmızı ışığa yakın derecede etkilidir. Hem yol görüşünü sağladığı hem de sisi delebildiği için sis lambalarında sarı ışık kullanılır.

Dünya’nın Fön Makinesi; RÜZGÂRLAR

Kurumuş yapraklar, ağaçtan usul usul dönerek düşer. Ardından toprağa değen hışır hışır yapraklar, kaldırım köşelerinde adeta yakalamaç oynarlar. Bütün bu hareketlerin sebebi olan o görünmez esintinin ne olduğunu düşündünüz mü?

Önce Tanımalı!

Hava ısınır, ısınan hava genşelir ve harekete geçerek yükselir. Yükselen bu hava atmosferin dışına çıkamaz yani istediği kadar hareket edemez. Bu sebeple yükselen hava kütlesi önce dikey sonra yatay olarak hareket eder. İşte bu noktada havanın ısınıp kütlesel olarak yer değiştirmesi, basıncın oluşmasına neden olur. Ancak atmosferin yaptığı basınç dünyanın her yerinde aynı değildir. Çünkü bu basınç yerçekimine, sıcaklığa ve bulunulan yerin yüksekliğine bağlı olarak değişir.

Ufak Bir Deneme

Elinizi, ağzınızın hizasına tutun. Sonra bütün kuvvetinizle elinize doğru üfleyin. Üflediğiniz ilk zaman elinize doğru daha fazla bir kuvvet hissederken; üflemenin sonuna doğru nefesimizin kuvveti azaldığından ötürü gittikçe azalan kuvvet en sonunda kaybolur. Bu ufak deneme bize rüzgârın oluşumunu biraz daha canlı anlattı değil mi -:)

Çeşit Çeşit Esinti

Rüzgârın çeşitleri vardır. Bunlar tabii ki göze toz kaçıran, palto uçuşturan, perde sallıyan, kapı çarptıran, monta sarıltan cinsten değiller. Yıl boyunca aynı yönde esen ve daima yüksek basınçtan alçak basınca doğru hareket eden Sürekli rüzgarlar, birbirine komşu olan büyük kara parçaları ile okyanuslarda oluşan basınç alanları arasında esen Mevsimlik (Muson) Rüzgarları ve genel hava dolaşımına bağlı rüzgarların yerel olarak bazı değişikliklere uğraması tamamen yöresel basınç farkları sonucunda oluşan Yerel Rüzgârlar olmak üzere üçe ayrılır. Rüzgarların hızı anemometre adı verilen aletlerle ölçülür.

Bizim Oraların Havası

Güzel ülkemiz Türkiye’mizin etkisi altında kaldığı rüzgârlar ve yönlere göz atalım:

Gündoğusu: Doğudan esen soğuk ve kuru rüzgâr. Gün doğusu rüzgâr genellikle yağışın kesilmesine neden olur.

Keşişleme: İstanbul yöresinde güneydoğudan esen rüzgâra denizcilerin verdiği addır.

Kıble: Güneyden esen, güney yönünü simgeleyen “kıble”den ismini alan, oldukça sıcak ve nemli rüzgârdır.

Lodos: Türkiye’nin batı kesimlerinde, güney batı yönlerden esen sıcak rüzgârdır. Denizciler için oldukça önemli ve tehlikeli varsayılan rüzgâr tipidir. Marmara Bölgesi’nde deniz ulaşımını etkiler.

Günbatısı: Batıdan esen sıcak ve nemli rüzgârdır. Günbatısı özellikle yurdun batı kesimlerinde yağışlara neden olur.

Karayel: Yağmurlu bir dönemi izleyen 2–3 gün boyunca devamlı olarak kuzeybatıdan esen rüzgâr. Sıcak, kuru ve hoş bir hava oluştururlar.

Yıldız: Kuzeyden esen, ismi yerel balıkçılar tarafından verilen soğuk rüzgârdır. Yazın serin, kışın ise soğuk hava taşır.

Poyraz: Kuzey doğudan esen rüzgâr çeşididir. Kışın kar ve soğuk getirir.