Tag Archives: ÇOCUK

Belirli Günler

DÜNYA ÇOCUK GÜNÜ

Çocuk sorunları ilk defa 1923 yılında İsviçre’nin başkenti Cenevre’de yapılan bir toplantıda tartışılmıştır. Bu toplantıda “Uluslararası Çocukları Koruma Birliği” adıyla bir birlik kurulmuş ve benimsenen çocuk hakları “Cenevre Bildirisi” adıyla yayınlanmıştır. Daha sonra birçok ülkede “Çocuk Esirgeme Kurumları” kurulmuştur. 1946 yılında yapılan, ikinci uluslararası toplantıda çocuk hakları daha da geliştirilmiştir. 1953 yılında ise çocuk sorunlarıyla ilgilenme görevi, “UNİCEF”e verilmiştir. UNİCEF, Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu’nun kısaltılmış adıdır. 1954 yılında yapılan UNİCEF toplantısında, ekim ayının ilk pazartesi gününün Dünya Çocuk Günü olarak kutlanması kararlaştırılmıştır. Ülkemiz, çocuk haklarını tanıyan ilk ülkelerdendir. Ne yazık ki, günümüzde kimsesiz ve bakıma muhtaç çocukların sayısı hızla artmaktadır. Her köşe başında karşılaştığımız “sokak çocukları” dediğimiz binlerce çocuk, bakıma, sevgiye ve ilgiye muhtaçtır. Bu çocuklara yardım en önemli görevimizdir.

 

Güzel Sözler

– Çocuk bugünün yarını, yarının umududur.
– Çocuk kokusu, cennet kokularındandır
– Çocuğuna değer veren milletler ölmez.
– Çocukların nasihate değil, iyi örneğe ihtiyaçları var.
– Çocuk yuvanın mutluluğudur.

 

HAYVANLARI KORUMA GÜNÜ

hvnHayvanların, insan hayatında büyük önemi vardır. İlk evcilleştirilen hayvanın köpek olduğu sanılıyor. Sonraki zamanlarda ise, koyun, keçi, at, boğa, tavuk ve kedi gibi hayvanlar evcilleştirilmiştir. Her canlının, tabiattaki dengenin korunmasında bir rolü vardır. Soyları bilinçsizce tüketilen canlılardan sonra, doğada büyük sorunlar yaşanmaya başlamıştır. Artık günümüzde, nesilleri tükenmekte olan hayvanları korumak için büyük gayretler gösterilmektedir. Hayvanlara işkence yapmak, bir insanlık suçudur. Hayvanlara acımayanlar, insanlara hiç acımazlar. Zor durumda kalmış hayvanlara mutlaka yardım etmeliyiz. Kuşların, karıncaların, yuvalarını bozmak, yumurtalarını almak çok kötü bir davranıştır. Hayvanları korkutup ürkütmek, sapanla kuş vurmak, şakadan da olsa, istemedikleri gibi davranmak da kötüdür. Bakımını üstlendiğimiz hayvanların yiyeceklerini, içeceklerini düzenli vermeli, aşılarını yaptırmalıyız. Yiyecek artıklarını hayvanlara veya hayvan besleyicilerine vermeliyiz. Hayvanları Koruma Günü’nün amacı, hayvanlara karşı sevgi ve acıma duyguları uyandırmak, onları korumak ve haklarına saygı duyulmasını sağlamaktır. Hayvan sevgisi, insandaki yardımlaşma, iyilikseverlik ve sevgi gibi duyguları geliştirir. Bugün bir hayvanı sevindirmeye ne dersiniz?

 

KİRPİCİK

Nereden gelmiş, niçin gelmişse
Bir kirpicik gelmiş sokağımıza
Herkeste bir merak, bir telaş,
Sorup duruyorlar “Ayol bu da ne?”
Bir fenalık yapmasın sakın,
Başını çıkarıyor, bakın bakın…”

krpElbette çıkaracak başını,
Bunda şaşılacak ne var!
Kirpi olduysa n’olmuş sanki,
Hep tostoparlak mı dursun,
Hep yer altında mı otursun?
Onun hakkı yok mu?
Bu sokaktan geçmeye,
Salına salına gezmeye.

Haydi git yuvana dost kirpicik, haydi git
Hiç korkma!
Bizim olduğu kadar da senindir,
Bu güzel dünya
HASAN LATİF SARIYÜCE

#kirpi, #cocuk, #koruma

Oynayalım Eğlenelim!

(Oyun esnasındaki hareketlerimiz kimsenin canını yakmayacak
kadar yavaş ve yumuşak olmalıdır!)

KOYUNLAR VE KURTLAR

– Öğretmen bütün kahverengi ayakkabılılar koyundur der.
– Diğerleri de kurt olurlar.
– Bundan sonra öğretmen “Kaçın koyunlar” der ve koyunlar kaçmaya başlar.
– Bir kaç saniye sonra kurtlara
“ Yakalayın koyunları “ denilir.
– Kurtlar koyunların arkasından gider ve onları yakalayıp geri gelirler.

çoc1

 

BAHÇEDEKİ MİDİLLİ

– Çocuklar el ele tutarak, bir halka yaparlar.
– Yüzler ortaya dönüktür.
– Midilli olan çocuk ortadadır.
– Dairedeki çocuklar” Midilli, sen bahçemize nasıl girdin?”çoc2
– Midilli “İçeriye atladım.”
– Dairedeki çocuklar “Nasıl çıkacaksın?”
– Midilli “İşte böyle.”
– Dedikten sonra Midilli, halkadakilerin kolları altından çeşitli denemeler yaparak halka dışına çıkamaya çalışır.
– Midilli dışarı çıkar çıkmaz, halka üzerindeki oyunculardan 3-4 tanesi koşucu olurlar ve Midilli’yi yakalamaya çalışırlar.
– Midilliyi ilk yakalayan bir sonraki oyun için Midilli olur.

 

SENİ TUTABİLİR MİYİM?

çoc3– Bir öğrenci lider olur ve çizginin üzerinde durur.
– Diğerleri sarı, kırmızı, siyah, beyaz renklerini alırlar.
– Renk ismi alanlar liderden 4-5 metre mesafede dağınık olarak dururlar.
– Çocuklar seslenir “Ali seni tutabilir miyiz?”
– Lider “Eğer beyazsanız?” der.
– Beyazlar Ali’yi ( yani lideri ) tutmak için koşarlar.
– Hangisi önce Ali’ye dokunursa o lider olur ve oyuna böylece devam edilir.

#eglence, #cocuk

Masal

Kırık Vazo

Adam, hanımına doğum gününde bir vazo hediye etti. Dar ağızlı, uzun, gösterişli bir vazoydu. Kadın, bu değerli ve pahalı hediyeyi çok beğendi. Onu evin en güzel yerine koydu. Ertesi gün alışverişten dönünce koyduğu yerde, sehpanın üzerinde göremedi. Kocasının, dün vazoyla birlikte getirdiği kırmızı güller vazonun içinden çıkmış, oturma odasında yerlere saçılmışlardı. Hemen seslenerek oğlunu çağırdı.
Yedi yaşından büyük göstermeyen bir erkek çocuğu koşarak yanına geldi. “Vazo nerede?” diye sordu oğluna. “Ben onu kırdım” dedi çocuk. “Parçalarını da toplayıp çöpe attım. Hiç bir yer kirlenmedi anne. Çiçeklere de bir şey olmadı.”

Kadın birden deliye döndü. Bir süre söylenip durdu. Bu sinirinin geçmesine yetmemiş olmalı ki, üç dakika sonra çocuğun yakasından tutmuş çılgınca sarsmaya başlamıştı. “Nasıl yaparsın! Baban onu daha yeni almıştı. Fiyatından haberin var mı?” Ardından bir tokat patlattı çocuğun suratına. Çocuk titredi. İkinci bir tokat yemekten korkar gibi elini kaldırıp indirdi.
“Ben onu kırmadım” diye itiraf etti aniden. Sol yanağı, yediği tokadın şiddetinden alev alev yanıyordu.
“Orada koltuğun arkasında” derken göz yaşlarına hakim olamadı. Sonra koşarak odasına gitti.
Kadın olduğu yerde kalakaldı.
-Acaba doğru muydu söyledikleri?!
– Gidip koltuğun arkasına baktı. Vazo orada duruyordu işte. Sapasağlamdı ve üzerinde bir çizik bile yoktu. Birden müthiş bir pişmanlık duymaya başladı. Çocuğuna vuran eli, tıpkı oğlunun sol yanağı gibi alev alev yanmaya başlamıştı.
Peki neden böyle bir şey yapmıştı. Neden vazonun kırıldığını söylemişti durduk yere. Düşünerek işin içinden çıkamayacağını anlayınca doğruca onun odasına gitti. Çocuk yatağa uzanmış, dizlerini karnına çekmiş, sırtı duvara dönük ağlamaya devam ediyordu. Annesi onu kaldırmaya çalıştı. Çocuk inat etti ve kendisini, onun kollarından kurtararak yine yatağa attı. Sonunda kadın pes edip, oraya öylece oturdu.
çocuk“Niye yaptın?” diye sordu. O da, yattığı yerden, doğrulmadan anlatmaya başladı. “Bu gün okulda bir çocuk, annesinin en güzel porselen tabağını kırmış. Annesi de ona çok kızmış. Ben de ona dedim ki, eğer böyle bir şey yapsaydım, annem bana hiç kızmazdı. Çünkü beni çok seviyor. O da, yaparsan görürsün dedi bana.” Sözlerini bitirince yine ağlamaya başladı.
Kadın en yumuşak sesiyle “Bebeğim,” dedi çocuğu kucağına alırken. Çocuk bu kez hiç itiraz etmedi.
Usulcacık başını annesinin göğsüne koydu ve hıçkırarak ağlamaya devam etti. “Söz oğlum, bir daha bir şeyi kırarsan sana hiç kızmayacağım.” Bu vaat, çocuğun küskünlüğünü önlemek için oldukça iyiydi.
Çünkü ikisi de her an evde bir şeylerin kırılabileceği ihtimalinin farkındaydılar.
“Hiç kızmayacaksın ama!” dedi çocuk.
“Hiç!” dedi annesi.
“Söz mü?”
“Söz oğlum, hiç kızmayacağım.”
Oğlu birden yataktan atlayıp, koridora koştu. İçeriden büyük bir şangırtı geldi. Kadın koşarak oraya gitti ve gördüğü manzara karşısında adeta bir şok yaşadı. Az önce pırıl pırıl parlayan o canım vazo şimdi paramparça olmuş, odanın her yerine dağılmıştı. Vazodan çıkan küçük bir süper kahraman maketi, parçalarla birlikte yerde duruyordu.
“Bu gün içine kaçmıştı” dedi çocuk. “Çıkartamadım, elim sığmadı. Söz verdin kızmayacaksın. Hem zaten tokatı peşin yedim.” Sonra maket oyuncağını kaptığı gibi dışarı fırladı. Arkadaşları oynamak için onu bekliyorlardı.

#vazo, #anne, #cocuk

Eğlenceli emojiler TAÇ’la çocuk odalarında

Son dönemin en popüler simgeleri haline gelen emojiler, TAÇ’ın lisanslı nevresim takımı koleksiyonunda çocuklar için yerini aldı. Yüzde 100 pamuktan üretilen TAÇ’ın eğlenceli nevresim takımı, çocukların odalarına renk katıyor.
Yenilikçi ürünleriyle milyonlarca evi güzelleştirirken çocuklar için renkli ve eğlenceli koleksiyonlar tasarlayan TAÇ, birbirinden ilgi çekici emojileri, TAÇ Lisanslı Ürün Koleksiyonu’yla nevresim takımına taşıyor.
www.tac.com.tr ve Linens mağazalarını ziyaret edebilirsiniz.

#emoji, #nevresimtakimi, #çocuk

Toyota Uluslararası Hayalimdeki Araba Resim Yarışması’nda Samsun’dan Elis Yazıcı Dünya 2’ncisi…

7 (Elis Yazıcı)Toyota Uluslararası Hayalimdeki Araba Resim Yarışması’nda 7 yaşındaki Samsun’lu Elis Yazıcı 7 yaş altı kategorisinde dünya ikincisi oldu. Japonya’da düzenlenen finale katılan Elis Yazıcı, Türk çocuklarının 5 yıldır katıldığı bu yarışmada üst üste ikinci kez başarıyı Türkiye’ye taşıdı.  

Toyota tarafından düzenlenen ve dünyanın 5 kıtasından yüzbinlerce çocuğun katıldığı “Hayalimdeki Araba Resim Yarışması’nda” 7 yaşındaki Elis Yazıcı dünya ikincisi oldu. Dünyanın en çok katılım gösterilen resim yarışmaları arasında yer alan ve 79 ülkeden 830 binden fazla resmin katıldığı Toyota Uluslararası Hayalimdeki Araba Resim Yarışması 2004 yılından bu yana düzenleniyor.  Japonya’da gerçekleştirilen finalde 7 yaş altı kategorisinde “Kurtarıcı” adlı resim çalışmasıyla ikinci olan Elis Yazıcı’nın bu başarısı geçtiğimiz yıl 8-11 yaş kategorisinde kazanılan dünya üçüncülüğünden sonra Türkiye’ye bir gurur daha yaşattı.

Türk çocuklarının beşinci kez yer aldığı yarışmaya, Türkiye’nin 51 ilinden 9 bin 251 çocuk katılmıştı. Toyota tarafından “Senin Hayalin – Geleceğin Arabası” temasıyla organize edilen yarışma, çocukların eğlenmeleri ve otomobiller üzerinden hayal dünyalarını geliştirerek yaratıcılıklarını kullanmaları amacıyla organize ediliyor. Gelecekte arabaların nasıl olacağını hayal ederek resimleyen çocuklar 3 ayrı yaş kategorisinde yarışıyor.

8 yaş altı kategorisinde yarışan Elis Yazıcı, Türkiye’de düzenlenen yarışmanın yarı finalinde jüri değerlendirmesi ile Türkiye’yi Japonya’da temsil etmeye hak kazanmıştı. Yarışmada Elis Yazıcı’nın kategorisinde birincilik ise Sri Lanka’dan 7 yaşındaki Ruwindya Thushadi Indraratne’nin oldu.

#Toyota, #Araba, #Yarışma, #Çocuk, #Türk, #Kazanan

Kedi – Fare ve Köpek

KEDİ – FARE ve KÖPEK OYUNU

* Bir adet kare bir adet dikdörtgen ve bir adet üçgen oyun alanı çizilir.
* Oyuncular üç gruba ayrılır.
* Bir grup kedi bir grup köpek ve diğer grup da fare olur.
* Kareye= Kediler / Dikdörtgene= Köpekler ve üçgene= fare olan
oyuncular geçer.
* Öğretmen /seçilen kişinin talimatıyla fareler koşarak zıplayarak
oyun alanına girerler.
* Öğretmen /seçilen kişi “Kedi geliyor” dediğinde fareler kendi evleri
olan üçgene doğru kaçmaya başlarlar. Yakalanan fareler kedi olur.
* Kediler ve fareler yerlerine geçer.
* Bu sefer kediler koşarak oyun alanına girer.
* Öğretmen /seçilen kişi “ Köpek geliyor” dediğinde kediler kendi evleri olan
kareye kaçmaya çalışır. Kaçarken yakalananlar köpek olur.
* Oyun böylece devam eder. Hiç yakalanmayan kişi alkışlanır.

#Kedi, #Fare, #Köpek, #Oyun, #Oyuncular, #Çocuk, #TürkiyeÇocukDergisi

Kütüphaneci Mustafa

kütüphaneci

Yıl 1943.

Genç Mustafa’nın tayini kütüphaneci olarak Ürgüp Tahsin Ağa Kütüphanesi’ne çıkar. Devlet memurluğu o dönemde süper bir şey, çünkü özel sektör falan yok. Bizimki kütüphanede heyecanla okurları bekler; bir gün olur, beş gün olur, gelen giden olmaz.

Etraftakilerle konuşur, herkese anlatır:

“Bakın kütüphane bomboş duruyor, gelin kitap okuyun.” Gelen giden olmaz. Amirlerine durumu bildirir.

– Kardeşim otur oturduğun yerde, maaşını düzenli alıyor musun, almıyor musun?

– Alıyorum.

– Eee, o zaman ne karıştırıyorsun ortalığı, gelen giden olsa maaşın mı artacak? Başına daha fazla bela alacaksın, o kütüphaneye yıllardır kimse gelmez zaten…

23 yaşındaki genç memur “Ne yapayım, ne yapayım?” diye düşünür durur. Sonunda aklına bir fikir gelir, eşine söyler. Eşi önce “Deli misin bey?” der, ama kocasının bir şeyler üretme, işe yarama çabasını yakından görünce fikri kabullenir.

O dönemde önüne çıkan bürokratik engelleri bir bir aşar. Bürokratları ikna eder ve bir eşek alır.

İki tane de sandık yaptırır. İki sandığa, kalınlığına göre 180-200 kitap sığar. Sandıkların üstüne “Kitap İade Sandığı” yazar. Kitapları eşeğe yükler ve köy köy gezmeye başlar.

Kütüphaneye de bir yazı asar:

“Sadece Pazartesi ve Cuma günleri açıyoruz.”

Köydeki çocuklar şaşırır.

Eşeğe bir sürü kitap yüklemiş bir amca, o gariban çocukların küçücük ellerine kitapları verir.

“Çocuklar bunları okuyun, aranızda da değişin. On beş gün sonra aynı gün gelip alacağım. Aman yıpratmayın, diğer köylerdeki arkadaşlarınız da okuyacak” der.

Mustafa artık Ürgüp’teki kütüphanede bir iki gün durmakta, diğer günler eşeği Yüksel’le köy köy gezmektedir.

Köylerdeki çocuklar Eşekli Kütüphaneciyi her seferinde alkışlarla karşılarlar. Kalpleri küt küt atar heyecandan, sevinç içinde yeni kitapları beklerler. Mustafa Amca‘nın ünü etrafa yayılır. Diğer devlet memurları makam odalarında sıcak sıcak otururken, Mustafa eşeği ile birlikte ter dökmektedir.

Zamanla insanlar kütüphaneye de gelmeye başlar.

Mustafa bakar ki kütüphaneye hanımlar hiç gelmiyor.

Ünlü dikiş makinası firmaları Zenith ve Singer’e mektup yazar:

“Bana dikiş makinesi yollayın, firmanızın adını kütüphanenin girişine kocaman yazayım“ der. Zenith dokuz tane, Singer bir tane dikiş makinesi yollar (ilk sponsorluk faaliyeti). Salı günlerini kadınlar günü yapar. Kumaşı alan kadın kütüphaneye koşar. On makine yetmediği için sıra oluşur. Sırada bekleyen kadınların eline birer kitap verir, beklerken okusunlar diye. Okuma-yazma oranının düşüklüğünü görünce okuma yazma kursları vermeye başlar. Halıcılık kursları başlatır, bölgede halıcılığı canlandırır. Bu arada resmi kurumlar, Mustafa hakkında dava açar, “kendi görev tanımı dışında davranıyor” diye. 50 yaşına gelen Mustafa Amca baskıyla emekli edilir.

Mustafa Amca köylüler arasında efsane olur, yıllar geçtikçe köylerdeki çocuklarda okuma aşkı yerleşir. 2005 yılında Mustafa Amca vefat eder. Tüm Nevşehir çok üzülür, aralarında toplanırlar. Ürgüp’e Merhum Kütüphaneci Mustafa Güzelgöz adına anıt yaparlar.

Aslında girişimcilik nedir biliyor musunuz? Bulunduğunuz yere yenilik katmanızdır.

Mutlaka adım atmalısınız.

Bakın Nevşehir’den ve bu ülkeden nice müdür, amir, vali, bürokrat, milletvekili, politikacı geçti; binlercesinin adını kimse hatırlamaz ama Mustafa Güzelgöz ve sevimli merkebi hizmetleriyle iz bırakmış. Anıtları bile var.

#Kütüphaneci #KütüphaneciMustafa #Mustafa #TürkiyeÇocukDergisi #Hikaye #Çocuk