Çocuk Bahçesi

Her işte bir hayır vardır

MerhabaBir zamanlar Afrika’daki bir ülkede hüküm süren bir kral vardı. Kral, daha çocukluğundan itibaren arkadaş olduğu, birlikte büyüdüğü bir dostunu hiç yanından ayırmazdı. Nereye gitse onu da beraberinde götürürdü.

Kralın bu arkadaşının ise değişik bir huyu vardı. İster kendi başına gelsin ister başkasının, ister iyi olsun ister kötü, her olay karşısında hep aynı şeyi söylerdi:

“Bunda da bir hayır var!”
Bir gün kralla arkadaşı birlikte ava çıktılar. Kralın arkadaşı tüfekleri dolduruyor, krala veriyor, kral da ateş ediyordu. Arkadaşı muhtemelen tüfeklerden birini doldururken bir yanlışlık yaptı ve kral ateş ederken tüfeği geriye doğru patladı ve kralın başparmağı koptu. Durumu gören arkadaşı her zamanki sözünü söyledi:
“Bunda da bir hayır var!”
Kral acı ve öfkeyle bağırdı:

Ve sonra da kızgınlığı geçmediği için arkadaşını zindana attırdı. Bir yıl kadar sonra, kral insan yiyen kabilelerin yaşadığı ve aslında uzak durması gereken bir bölgede birkaç adamıyla birlikte avlanıyordu. Yamyamlar onları ele geçirdiler ve köylerine götürdüler. Ellerini, ayaklarını bağladılar ve köyün meydanına odun yığdılar. Sonra da odunların ortasına diktikleri direklere bağladılar. Tam odunları tutuşturmaya geliyorlardı ki, kralın başparmağının olmadığını fark ettiler. Bu kabile, batıl inançları nedeniyle uzuvlarından biri eksik olan insanları yemiyordu. Böyle bir insanı yedikleri takdirde başlarına kötü olaylar geleceğine inanıyorlardı. Bu korkuyla, kralı çözdüler ve salıverdiler. Diğer adamları ise pişirip yediler.

Devamı derginiz Türkiye Çocuk’ta, abone olmak için tıklayın.

 

Merhaba

merhaba

Eski çiftlik evimizi restore etmek için tuttuğum marangoz, işteki ilk gününü zorlukla tamamlamıştı. Arabasının patlayan lastiği onun işe bir saat geç gelmesine neden olmuş, elektrikli testeresi ifas etmiş ve şimdi de eski püskü pikabı çalışmayı reddetmişti. Onu evine götürürken yanımda adeta bir taş gibi oturuyordu. Evine ulaştığımızda beni, ailesiyle tanışmam için davet etti. Eve doğru yürürken küçük bir ağacın önünde kısa bir süre durdu, dalların uçlarına her iki eliyle dokundu. Kapı açıldığında; adam şaşırtıcı bir şekilde değişti. Yanık yüzü tebessümle kaplandı, iki küçük çocuğunu kucakladı ve eşine kocaman bir öpücük verdi. Daha sonra beni arabaya yolcu etmeye geldiğinde; ağacın yanından geçerken merakım daha da arttı ve ona eve giderken gördüğüm olayı sordum. “O, benim dert ağacım,” dedi. “Elimde olmadan işimde bazı sorunlar çıkıyor, ama şundan eminim ki o sorunlar, evime, eşime ve çocuklarıma ait değil. Bunun için bu sorunları her akşam eve girerken o ağaca asıyorum. Sabahları tekrar onları oradan alıyorum. Ama ilginç olan ne biliyor musunuz? Ertesi sabah onları almaya gittiğimde, astığım kadar çok olmadıklarını görüyorum…” Hikayedeki kahraman bir şekilde kendi çözümü için çabalamış ve bulmuş. Bize düşen kendimize göre çözümlerimizi bulmaktır. Gerçekten de ailemize, sevdiklerimize sorunlarımızı yansıtıp onları üzmeye hakkımız yok. Zaten onlardan bizim iş sorunlarımıza bir çözüm de gelmez. Bari üzülmesinler değil mi? Gelecek sayı sizleri burada bekliyorum. Hepinize mutlu, güzel bir tatil diliyoruz.

IRMAK

Irmağın kıyısında küçük bir çocuk oynuyordu. O sırada oradan geçen bir adam çocuğa sordu.

-Yavrum, bu ırmaktan karşıya geçilir mi?

-Geçilir amca, dedi çocuk. Adam, ayakkabılarını çıkardı, pantolonunu çekerek ırmağa girdi. Birkaç adım atınca su boğazına kadar geldi. Az kalsın boğulacaktı. Kendini kurtarıp öfkeyle çocuğun yanına vardı.

– Hani ırmaktan geçiliyordu? diye bağırdı. Neredeyse boğuluyordum!

Çocuk biraz düşündü, sonra cevap verdi:

– Çok tuhaf!

Devamı derginiz Türkiye Çocuk’ta, abone olmak için tıklayın.

Karanlık

Erol, pek korkak bir çocuktu. Karanlıktan ödü kopardı. Babası da onu daima bu kötü huyundan vazgeçirmek istiyordu. Onun için Erol’a bir akşam:

– Oğlum, yandaki odada gözlüğümü unutmuşum, git getiriver dedi.

Erol, pek onurluydu, korkuyorum, gidemem diyemedi. Kalbe kuvvet olsun diye oyuncakları arasından, kaplanı alıp gitti. Fakat biraz sonra ağlamaklı bir sesle geri döndü:

– Babacığım, babacığım, dedi.

Devamı derginiz Türkiye Çocuk’ta, abone olmak için tıklayın.

Halı Saha Konuşmaları

“-Yok abi siz çok güçlü oldunuz…”
(…Maçı sahaya çıkmadan kazanmak istiyorum)

 

“-Hepiniz ilerdesiniz, defansta yalnız kalıyorum…”
(…Ben da olmasam, hepten batacaksınız…”

 

“-İtiraz etme, kendi adamın bile el diyo…”
(…Yalancı şahit arıyorum)

 

“-Ben kaç yıldır topa dokunmuyorum sen biliyor musun?…”
(…Beni haftaya da çağırın, daha iyi olacağım)

 

“-Biraz geç oldu ama, 2 saat sonra maç var, oynar mısın?…”
(…Adamlarımızdan biri yan çizdi, seninle idare edeceğiz)

Devamı derginiz Türkiye Çocuk’ta, abone olmak için tıklayın.

Küçük Hanımlar

Küçük Hanımlar

Doğada binbir renkle açan çiçekler, içimizi ısıtırken biz de birkaç el becerisi ile kıyafetlerimizi, odamızı, evimizi çiçeklerde süsleyeyim.

 

cicek-modeli

Çiçek Modeli:  Bu model için renkli keçe/ kumaş, makas, iğne, iplik
¬ Keçe/ kumaştan dikdörtgen şeklinde 4 parça kesin.
¬ Bu parçaların uçlarını keserek damla şekli verecek şekilde yumuşatın.
¬ Parçaların düz olan kısmını resimdeki gibi dikin.
¬ İpi gerin ve parçaları bileştirin.
¬ Ne kadar çok parça yaparsınız o kadar çok yapraklı bir çiçeğiniz olur 😉

Devamı derginiz Türkiye Çocuk’ta, abone olmak için tıklayın.

GÜZEL ALLAH’IM

siir

Hayran olup övdüğüm
Her güzellik Sen’indir.
Canım gibi sevdiğim
Her güzellik Sen’indir.

 

Alıp verdiğim nefes,
Dudağımda açan ses;
Gök mavi, deniz enfes,
Her güzellik Sen’indir.

 

Güneş, sevgi meleği,
Ay, onun kelebeği.
Dünyanın gözbebeği
Her güzellik Sen’indir.

 

Ne tatlı nimetin var,
Sonsuz bereketin var,
Sayısız rahmetin var,
Her güzellik Sen’indir.

 

Doğru yolu bulmuşuz,
Mutlulukla dolmuşuz,
Bir de kulun olmuşuz,
Her güzellik Sen’indir.

 

Bizleri affet Rabbim,
Umarız cennet Rabbim,
Biliriz, cömert Rabbim
Her güzellik Sen’indir,
Kullarını sevindir.
Âmin!

Devamı derginiz Türkiye Çocuk’ta, abone olmak için tıklayın.