Tag Archives: Türkiye

Türkiye’nin en büyük Indoor Trambolin Parkı The Zone Maslak’ta

Çocuklarıyla keyifli zaman geçirmek isteyen aileler soluğu Maslak Uniq’te bulunan Finansbank sponsorluğundaki The Zone Maslak’ta alıyor. Türkiye’deki en büyük kapalı trambolin parkı olma özelliğine sahip oyun alanında, çocuklar hem eğleniyor; hem de fazla enerjilerini keyifli bir aktivite ile harcayarak rahatlıyorlar.

Çocuklar eğlenerek büyüyor, kendilerini keşfediyor…

Finansbank’ın sponsor olduğu The Zone Maslak ile İstanbul; çok kapsamlı yeni bir kültür ve eğlence merkezine kavuştu. Dünya standartlarında teknik altyapıya sahip olan The Zone Maslak, bin 600 metrekarelik dev bir alanda hizmet veriyor. İçerisinde, geniş olanaklara ve teknik altyapıya sahip özel bir Sergi Alanı, çocukların öğrendiklerini uygulama, yaşıtlarıyla birlikte bilgi ve becerilerini geliştirme ve ekip olarak çalışma fırsatı bulacakları Atölye Alanı, Da Vinci Learning eğitim kanalının ilim, bilim, teknoloji, kültür ve sanat alanlarındaki zengin içeriği ile Auditoryum ve Türkiye’nin en büyük indoor Trambolin Park’ ının bulunduğu The Zone; geleceğin büyükleri olan çocuklar için çok özel bir dünya sunuyor.the-zone1

The Zone Maslak’ta yer alan ve Türkiye’nin en büyük kapalı trambolin parkı olan alanda çocuklar çılgınca eğleniyor ve kendilerini keşfediyor. Çocukların heyecan ve neşe ile dolmasını sağlayan trambolin, adeta yerçekimine meydan okurcasına küçükleri coşturuyor. Eklemleri koruduğu ve bağışıklık sistemini güçlendirdiği bilinen trambolin, sürekli masa başında oturan çocukların zıplayarak enerjilerini keşfetmeye ve boşaltmaya devam ediyor.

Jose Fernandao ; “Türkiye’de hayatım değişti”

fernandaoFenerbahçe’nin Brezilyalı gol makinesi Fernandao ile İstanbul günleri…

“-Futbol duygusallığa yer yok. Çünkü duygu hata yaptırır… Kulaklarımı kapatır, işimi yaparım…”

-Türkiye Ligi’nde oynanan futbolu nasıl buluyorsun?…
“-Oldukça keyif alıyorum. Ligimiz güçlü ve sert bir lig. Kaliteli futbolculardan oluşan takımlar var…”

-Fizik yapın güçlü, bunun için özel bir şey yapıyor musun?…
“-Benim doğal yapım böyle. Kendimi bildim bileli de aynı fizik içerisindeyim…”

-Bu sezon şampiyonluk için ne söyleyeceksin?…
“-Fenerbahçe’ye geldiğim ilk günde söylemiştim. Ben buraya kupalar kazanmaya geldim…”

-Robin van Persie hakkında neler söylemek istersin?…
“-Robin van Persie, futbol tarihinde önemli bir yeri olan futbolcu. Onunla beraber oynamak, bana ekstra bir
motivasyon sağlıyor…”


Devamı derginiz Türkiye Çocuk’ta, abone olmak için tıklayın.

Yedi Uyuyanlar Mağarası Tarsus – TÜRKİYE

Yedi Uyuyanlar denilse bile esas isimleri Eshab-ı Kehf’dir. Eshab-ı kehf, mağara arkadaşları demektir. Bu yedi mübarek kimselerin isimleri, Yemliha, Mekselina, Mislina, Mernuş, Debernuş, Şazenuş, Kefeştatayyuş ve köpekleri Kıtmir’dir. Hazret-i İsa’dan sonra, din düşmanları çoğaldığı zaman idi. O tarihte kral, Roma imparatorlarından Dokyanus olup, zalim biriydi. Putlara tapardı. Daha sonra tanrılığını ilan etti. Putçuluğu kabul etmeyen müminleri, işkence ile öldürürdü. Kral, bir ihbar üzerine, sarayda görevli ve imanlı olan bu gençlerin durumlarını öğrendi. Onları tehdit etti. Fakat onlar, putperestliği kabul etmeyerek imanlarını söylediler ve imanlarını rahatça yaşamak için hicret etmeye karar verdiler. Yolda Kefeştatayyuş ismindeki bir çobana rastladılar. Çoban da iman edip yedincileri oldu. Çobanın köpeği Kıtmir de, onları bırakmayıp, takip etti. Köpek, salihlerin peşindeki sadakati için, [istisna olarak] Cennet’e girmekle şereflendi. Gençlerin, peşine düşen Dokyanus, onları saklandıkları mağarada buldu. “Burada ölsünler” diye mağaranın ağzını sıkıca kapattırdı. Dokyanus’un yakınlarından iki mümin delikanlı, bu gençlerin kimliklerini ve başlarına gelen olayları bir taşa nakşedip, mağaranın duvarına yerleştirdi. Mağaranın içinde kalan gençlere Allahü teâlâ uzun bir uyku verdi. Üç asır uyuduktan sonra uyandılar. Uyandıkları zaman Hazreti Yemliha çarşıya yiyecek almaya gitti. Yemliha, Tarsus’a gelince, şehri çok değişmiş buldu. Bir günde bir şehir nasıl bu kadar değişir, diye hayret etti. Nihayet bir fırına girdi. Dokyanus zamanında, onun adına basılmış olan altın parayı verince, fırıncı, bu adamın hazine bulduğunu sanıp hemen zaptiyeye bildirdi. Yemliha’yı tutup,“Bulduğun hazineyi ver” diye tehdit ettiler. Yemliha ise, “Hazine falan bulmadım. Bu parayı dün evden aldım, bugün çarşıya getirdim” dedi. Ne dediyse kimseyi inandıramadı. Yemliha’yı, padişahları olan Salih Melik Tendrusa götürdüler. Bu padişah mümin idi. Yemliha, başından geçenleri anlatınca, padişah; yakın adamlarıyla birlikte, mağaraya geldi, önceki halleri üzerine yazılan taşı okudu. İsimleri ve halleri anlaşıldı. Hepsinin boynuna sarılıp, vedalaştılar. Eshab-ı kehf de, tekrar eskisi gibi uykuya daldılar. Eshab-ı kehf, Hazret-i Mehdi zamanında uyanacak ve Onun askerleri olacaklardır.